Dünya Ruh Sağlığı Federasyonunun bir projesi olarak doğan Dünya Ruh Sağlığı Günü, 1992 yılından beri ruh sağlığı ve hastalıklarının toplumda farkındalığını ve anlaşılırlığını artırmak amacıyla her yıl 10 Ekim’de bir tema çerçevesinde kutlanmaktadır.
2023 yılının Dünya Ruh Sağlığı Günü, insanlar ve toplulukların “Ruh sağlığı evrensel bir insan hakkıdır” teması etrafında birleşmesi, evrensel bir insan hakkı olarak ruh sağlığının korunması ve iyileştirilmesi amacıyla faaliyetler yapma, bu yönde farkındalığı artırma ve bilgilerimizi güncelleme açısından bir fırsat olarak değerlendirilmelidir. Temel bir insan hakkı olarak kim ve nerede yaşıyor olursa olsun herkes ulaşabileceği en yüksek standarttaki ruh sağlığına erişme hakkına sahiptir. Bu standarta ulaşabilmek için bireylerin ruh sağlığı için risk oluşturabilecek etmenlerden korunması; ulaşılabilir, kabul edilebilir ve iyi kalitede hizmet alabilme ve özgür, bağımsız ve toplum içinde kabul gören bir yaşam sürme hakkının sağlanması gerekmektedir.
Avrupa’da çalışan nüfusta ruhsal hastalık görülme oranı %30-60 arasındayken Türkiye’de 18 yaş üstü nüfusta ruhsal bozukluk görülme sıklığı %17-20 olarak bildirilmektedir. Ruhsal bozukluklara bağlı engelliliğe atfedilen yıllar 2000 yılında 16,9 milyon yıl iken, 2019'da 20,6 milyon yıla çıkmıştır. Hastalıkların oluşturduğu genel yüke bakıldığında başta depresyon olmak üzere ruhsal hastalıklar ilk on içinde sayılmaktadır ve yıllar içerisinde hem ruhsal bozukluk yaygınlığı hem de yükünün arttığı bilinmektedir. Ruh sağlığının iyi olması hem kişinin fiziksel sağlığını hem de genel iyi oluş halini olumlu yönde etkilemektedir. Elbette bu denklemin tersi de geçerlidir. Halen küresel olarak baktığımızda her sekiz kişiden biri fiziksel sağlığını, iyi oluş halini, diğerleri ile ilişkisini ve geçimini sağlama becerisini etkileyecek bir ruhsal “sağlıksızlık” durumuna sahiptir. Ruhsal hastalığı olan bireylerin olmayanlara göre yirmi yıla varan rakamlarda daha az yaşadığı oldukça acı bir gerçektir. İntihar dahil olmak üzere birçok ruhsal sorunun özellikle ergenlerde ve gençlerde giderek arttığı da bildirilmektedir.
Bir ruhsal hastalığa sahip olma hali, o kişinin insan haklarından ve kendi hayatı ile ilgili karar alma hakkından mahrum kalmasına neden olmamalıdır. Ancak günümüzde halen ruhsal hastalığı olan bireylerin birçok temel insan hakkı ihlaline maruz kaldığını, toplumdan dışlandığını, etiketlendiğini, ihtiyaç duydukları sağlık hizmetine ulaşamadıklarını ya da ulaşabildikleri sağlık hizmetinin insan haklarını ihlal eder nitelikte olduğunu biliyoruz. Etiketlenmenin ruhsal hastalığı olan bireylerde hizmet alımında oldukça kısıtlayıcı bir faktör olduğu açıktır. Etiketlenme ve ayrımcılık toplumda, ailede, evde, okulda ve iş yerinde, yani her yerde varlığını sürdürmektedir. Yapılan çalışmalarda özellikle erkeklerin etiketlenme endişesiyle ruh sağlığı yardımı alma konusunda isteksiz olduğu bildirilmektedir. Bu durum erkek ruh sağlığını olduğu kadar kadına yönelik şiddet açısından toplum ruh sağlığını da olumsuz etkileyebilir.
Ülkemizde ise ruh sağlığına toplam sağlık bütçesinin %1’inden daha az pay ayrıldığı tahmin edilmektedir. Dünya genelinde 100.000 kişiye düşen psikiyatri uzmanı sayısı dört, Avrupa Birliği ülkelerinde dokuz iken, Türkiye’de bu oran bir onda altıdır. Ruh sağlığı hizmetlerine erişimin sağlanması, devletin ve küresel kuruluşların göz ardı edilemeyecek bir yükümlülüğü ve sorumluluğu olmalıdır. İyi yaşam koşullarına, güvenliğe, gıdaya ve barınmaya erişimse ruh sağlığı için temel gerekliliklerdir.
Hızla yaşlanan dünyada geropsikiyatri, ekopsikiyatri ve geopsikiyatri gibi kavramlar öne çıkmaktadır. %10,2’yi geçen yaşlı nüfusuyla ülkemiz de artık ‘yaşlı’ değil ‘çok yaşlı’ ülke kategorisindedir. Dünyanın içinde bulunduğu iklim krizi, savaşlar ve göçler ruh sağlığı açısından önemli olan yerinde yaşlanma kavramı açısından tehdit oluşturmaktayken ruh sağlığının bu alanlarına karşı da duyarlı olunmalıdır.
Bireyleri, toplulukları, sivil toplum kuruluşlarını ve devletin ilgili birimlerini temel bir insan hakkı olarak ruh sağlığını koruma ve iyileştirmeye yönelik adım atmaya davet ediyoruz.
Türk Nöropsikiyatri Derneği